BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI VE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AÇIKLAMASI

Lüksemburg’da 26 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi’nde kabul edilen Sonuç Bildirgesi’nin “Kıbrıs”a ilişkin paragrafında, “üye devlet dayanışması” söylemiyle sürdürülen ve önceki bir çok AB dökümanında yer almış, bilinen, taraflı AB pozyonları bir kez daha tekrarlanmıştır. Bahsekonu belgede ifade edilenler tarafımızca kabul edilmezdir.

Sözkonusu bildirgede yer alan ve tamamıyla GKRY pozisyonlarını yansıtan ifadeler, Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz tutumunu cesaretlendirmekte ve adadaki iki tarafı çözüm perspektifinden uzaklaştırmaktır. Annan Planı referandumlarının ardından, 2004 yılında hatalı bir kararla Rum tarafını tek taraflı olarak tam üye kabul eden AB’nin, gelinen aşamada adadaki iki tarafı teşvik edici bir tutum alması beklenirken, defaten takınılan bu tutum AB’yi de sorunun bir parçası haline getirmektedir.

Özellikle, Kıbrıs Rum tarafı da dahil olmak üzere ilgili tüm tarafların iki topluma da ait olduğunu kabul ettiği hidrokarbon kaynaklarına dair GKRY’nin ısrarla sürdürdüğü tek yanlı faaliyetleri destekler mahiyeteki ifadelerin, en basit anlamda, iki taraf arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkilediği aşikardır.

Kıbrıs Türk tarafı haklarını korumakta kararlıdır.
Bilindiği üzere, Kıbrıs Türk tarafı olarak Hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Rum tarafına sürekli olarak işbirliği çağrısı yaptık. Buna kulak tıkayan ve bu konunun sözde egemenlik haklarıyla ilgili olduğu yönündeki tavrını sürdüren Kıbrıs Rum tarafını defaten uyardık. Bu uyarılarımıza rağmen malum faaliyetlerin sürdürülmesi üzerine haklarımızı koruma bağlamında Türkiye ile birlikte adımlar attık ve atmaya devam edeceğiz.

Aşikardır ki, Kıbrıs Rum tarafının BM raporlarına da yansımış Kıbrıslı Türklerle gücü ve zenginliği paylaşmama konusundaki ısrarı, iki toplum arasında mevcut güven eksikliğini daha da geriye götürmektedir. Kıbrıs Türk tarafı olarak işbirliği çağrılarımız mevcutken, tek yanlı ve dayatmacı adımlarının devam etmesi halinde, Kıbrıs Türk tarafına benzer adımlar atmaktan başka bir seçenek kalmamaktadır. Oysa ki hidrokarbon konusunda Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafları arasında sağlanacak işbirliği, hem adadaki çözüm perspektifine, hem de iki taraf arasındaki güvenin artmasına ve bölgesel barış ve istikrara katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle işbirliği kapısının hala açık olduğunu yinelemek istiyoruz.

Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak bundan sonra atılacak olan adımlara yönelik bir değerlendirme sürecinde bulunduğumuz bu aşamada, Avrupa Birliği’nden beklentimiz, karşılıklı olarak “kazan-kazan” dinamiğinin yolunu açabilecek ve böylelikle Ada’da uzlaşı ve işbirliğine hizmet edebilecek adımlar atması, bu doğrultuda Kıbrıs Rum liderliğini iki taraf arasında karşılıklı güvenin sağlanmasına katkı koyacak bir işbirliğine teşvik etmesi ve ilişkileri menfi yönde etkileyecek yaklaşımlardan kaçınmasıdır.

29 Haziran 2018
Lefkoşa