Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Reuters muhabirine açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs sorununun geleceği ve doğalgaz konusundaki soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, “Kıbrıs Türk tarafı olarak biz sürekli olarak vurguluyoruz ve bu konuda pozisyonumuz nettir, ortak bir vizyona sahip miyiz değil miyiz, önce bunun netleştirilmesi gerekir. Kısır döngüye dönüşen, ucu açık ve sonuç alınmayacak bir müzakere sürecine sıcak bakmıyoruz” dedi.

Özersay, Kıbrıs Türk tarafı için müzakerelerin bir amaç değil bir araç olduğunu ve gelinen noktada Kıbrıs Rum tarafının bir karar vermesi gerektiğini, bunun da Kıbrıslı Türklerle eşitlik temelinde bir yönetimi, refahı, gücü ve zenginliği paylaşmaya hazır olup olmadıkları olduğunu vurguladı.

“Bazı Güven yaratıcı önlemlerde de sıkıntı var”

Özersay şöyle devam etti:

“Rum Tarafı Aplıç’ı Geciktiriyor”

“Göreve geldikten sonra Dışişleri Bakanlığı’nda yeni sınır kapıları açılmasından sorumlu arkadaşlarımdan detayları aldığımda gördüm ki Rum tarafı Aplıç kapısının açılmasını geciktirecek bahanelerle geliyor. Aplıç konusunda iki kez erteleme ve üç farklı tarihten bahsedildi. Geçtiğimiz yıl Rum tarafı Şubat 2018’e sarkacak derken şimdi Eylül 2018’den bahsetmeye başlamış durumda. Aplıç’ta ara bölgenin güneyinde Rum tarafının kendi üzerine düşen, yapması gereken hususlar var ve bunu bir türlü tamamlamıyor. Şimdi bir de ara bölgede yapılması gereken iş için verilen teklifin UNDP tarafından çok yüksek bulunması sıkıntısı da çıktı. Bu olanlara ve bize söylenenlere baktığımızda Kıbrıs Rum tarafının Aplıç’ın açılmasını ya istemediği ya da geciktirmek istediği ortaya çıkıyor.

“Bölgedeki Rumlar Açılmasını İstiyor”
Oysa o bölgede güney Kıbrıs’ta bulunan köylerin neredeyse tamamı bölgenin coğrafi konumu ve diğer nedenlerle Aplıç kapısının açılmasını destekliyor. Geçmişte müzakereci olarak görevde olduğum dönemde o bölgede bulunan Rum köylerinden çok sayıda kişinin ve muhtarın imzasıyla Aplıç’ın açılmasının talep edildiğini bizzat biliyorum. O bölgede yaşayan Rumlar bu kapıdan geçerek çok daha kolay şekilde denize ve başka yerleşim yerlerine ulaşabilecekler. Bu aynı zamanda Lefke halkının ve özellikle esnafının da destek verdiği bir şey. Haklı olarak bölgede bir canlılığa neden olacağını düşünüyorlar.

“Bu İki Kapı Birlikte Açılacaktı, Birlikte Açılmalı”

Bir yanda Aplıç diğer yandaysa Derinya kapılarının açılması konusunda daha en baştan bir eş zamanlı hareket düşüncesi vardı. Bu belki aynı gün aynı saat değil ancak kısa bir süre arayla açılacakları öngörülmekteydi. Zaten tam da bu nedenle ara bölgede yapılacak olan işler bir bütün olarak düşünülmüş ve işi yapacak olan şirketlere eş zamanlı olarak görevin verilmesi noktasından hareket edilmişti. Şimdi Rum tarafındaki gecikmeler ve ara bölgede Aplıç için yapılacak çalışmaların teknik nedenler ve fiyat gerekçe gösterilerek Eylül ayına atılmaya çalışılması hiç adil değildir. İki kapının birbirinden koparılması Kıbrıs Türk tarafına ve özelde de Lefke halkına haksızlık yapılması anlamına gelir.”

“Başvurular Dikkate Alınıp Ayin İzinleri Veriliyor”

Ayin izinleri konusuna da değinen Özersay, “Hükümetimizin kurulması ve Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanı olarak görevi devralmamı müteakip, yani 2 Şubat tarihinden bugüne yapılan Ayin başvuruları incelenmiş ve 14 ayin için izin verilmiştir. Bu izinlerin 11’i Kıbrıslı Rum, 3’ü de Maronit ayinleri için verilmiştir.” Dedi.

Doğalgaz konusundaki bir soruya cevaben ise Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının diplomatik yolla mevcut sorunu çözmeye hazır olduğunu, diplomasi kanalını açık tuttuğunu ifade etti. Özersay, eğer Kıbrıs Rum tarafının niyetin bu kaynaklarla ilgili müşterek bir şey yapmaksa, Kıbrıs Türk tarafının bunu oturup konuşmaya, diyaloğa ve bu konuda anlaşmaya hazır olduğunu, ancak Kıbrıs Türk tarafının iradesinin yok sayılmaya devam edilmesi halinde, KKTC’nin yetki verdiği firmaya kazı ve benzeri çalışmaları yaptıracağının altını çizdi.