Avrupa Birliği (AB) Genel İşler Konseyi’nde alınan karar ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Dışişleri Bakanlığının karar sonrası yaptığı açıklamayı tamamen reddediyoruz.

AB’nin aldığı kararlar ve yaptığı açıklamaların tek amacı, kendi ilkelerinin hilafına; Kopenhag kriterlerine uymadığı halde genişlemeyi talep eden Almanya’yı memnun etmek ve Yunan vetosunu engellemek amacıyla üyeliğe kabul ettiği GKRY’ni memnun etmektir. AB ve özellikle GKRY Dışişleri Bakanlığının, adadaki statükonun devamının başlıca şefleri olduğunu da hatırlatmak gerekmektedir.

Rum tarafının ve destekçilerinin Adamızdaki ve bölgemizdeki gelişmeleri doğru analiz etmekten uzak oldukları açıktır. Kıbrıs müzakere sürecindeki deneyimler, müzakerelerin Kıbrıs Türk Halkını sonuçsuz bir sürece hapsettiğini ve Halkımızın aleyhine olan statükonun nihaileşmesine yol açtığını teyit etmektedir.

Kıbrıs Rum tarafına konfor alanı sağlayan statükonun, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili sözde kararları ile çözülemeyeceği ve bu kararların değişen koşulların çok gerisinde kaldığı artık anlaşılmıştır. Bu nedenle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti ile bilistişare, egemen eşitliğimiz temelinde yeni bir vizyon belirlemiştir. Bu vizyon gerçekçi ve değişen koşullara uygun yapıcı bir vizyondur.

Rum Dışişleri Bakanı Ioannis Kasoulides’in “egemen eşitliğimizin tanınmasını ön koşul olarak koyduğumuzu” ifade etmesi ise KKTC’nin pozisyonunu idrak etmediğini göstermektedir.

Egemen eşitliğimizin tanınmasına ilişkin politikamız bir ilke ve müktesep hakkımızın tanınması meselesi olduğunun vurgulanmasında yarar görmekteyiz.