Dışişleri Bakanı Emine Çolak ADA TV’de katıldığı canlı yayında Kıbrıs sorununa dair açıklamalarda bulundu.
2004 yılına kıyasla Kıbrıs sorunu ile ilgili süreçte gerek içte gerekse dışta olumlu etkenlerin var olduğunu belirten Bakan Çolak, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda inançlı olduğunu dile getirdi. Devam eden süreçte çözüm çabalarına odaklanılması gerektiğini söyleyen Bakan Çolak, olası B planları üzerinde kafa yormanın, faydadan çok zarar getireceğini, tüm enerjinin mevcut sürece yoğunlaştırılması gerektiğini ifade etti. Gerek mevcut yasaların AB yasalarına uyumu gerekse diğer tüm boyutlarda AB ile uyum konusunda ciddi çalışmalar yapıldığını kaydeden Çolak, tüm bu çalışmaların Kıbrıslı Türklerin durumunu iyileştirdiğini ve güçlendirdiğini de sözlerine ekledi.
Öte yandan Kıbrıslı Türklerin yurt dışında yaptığı temasların Kıbrıslı Rumlar tarafından engellenmesinin doğru bir davranış olmadığını da ifade eden Bakan Çolak, tüm bu baskılara rağmen Kıbrıs sorununda çözüme ulaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği’ne girmeden önce maksimalist taleplerini elde edeceğini düşündüğünü ancak aradan geçen 12 yıl içerisinde bu durumun değiştiğini, Kıbrıslı Rumların Türkiye’nin bileğini bükerek her istediklerini elde edecekleri bir devlet olmadığını kavradıklarını belirtti. Mülkiyet konusuna da değinen Bakan Çolak, Dimopulos davası kararını yok sayarak görüşmelerin gerçekleşemeyeceğini ifade ederek, Dimopulos davasının Rum kesiminin geçmişte ısrar ettiği konulardaki ısrarını da kırdığını belirterek, davanın önemine dikkat çekti.
Dönüşümlü başkanlık konusunda ise her iki kesimin de sıkı duruşları olduğunu ifade eden Çolak, Kıbrıs konusunun her boyutunun zor olduğunu ancak aşılamaz olmadığını belirterek, dönüşümlü başkanlık konusunda bir orta yol ve formül bulunacağına dair inancını dile getirdi.
Öte yandan Rum kesiminde Mayıs ayında yapılacak olan milletvekili seçimlerine de değinen Bakan Çolak, Rum kesimindeki seçimlerin müzakere masasına yapacağı olumsuz etkilere de dikkat çekti. Seçim ortamının uzlaşı arayışını olumsuz etkilediğini belirten Bakan Çolak, özellikle toprak ile güvenlik ve garantiler konularının seçim ortamında görüşülemeyeceğini, bu başlıkların Rum kesiminde yapılacak olan seçimlerden sonra müzakere edilmesi gerektiğini kaydederek, söz konusu başlıkların yoğun bir şekilde ve hassasiyetle görüşülmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak Türkiye’nin AB’ye katılımına ve Türkçenin AB’nin resmi dili olması hususunda Kıbrıslı Türkler tarafından yapılan girişimlere de değinen Bakan Çolak, bir Kıbrıslı Türk olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni Avrupa Birliği içerisinde görmeyi çok arzuladığını belirterek, Türkçenin de AB’ye Kıbrıs Türk kesimi aracılığıyla dahil edilmesinin kendisini çok mutlu edeceğini belirtti.