Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 29 Haziran 2017 tarihinde yapmış olduğu açıklamayı büyük bir memnuniyetle karşılıyor, özellikle yaşamsal bir konu olan güvenlik ve garantiler konusunda Türkiye’nin kararlı pozisyonunu bir kez daha net bir şekilde ortaya koyduğu için kendisine teşekkür ediyoruz.

​Bilindiği gibi, Kıbrıs Türk Halkı, gerek olası bir uzlaşının yaşayabilir ve sürdürülebilir olması, gerekse Kıbrıs Türk Halkı’nın bekası için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini vazgeçilmez görmektedir. Bu anlamda, Sayın Çavuşoğlu’nun, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın “sıfır asker, sıfır garanti” şeklindeki tutumunun bir başlangıç noktası dahi olamayacağı, bunun kabul edilemez olduğu, “garantiler kalksın, Türk askeri çekilsin” söyleminin bir hayal olduğu ve bu hayalden uyanmaları gerektiği, ayrıca Crans-Montana’da yapılmakta olan konferansın nihai bir konferans olduğu şeklindeki açıklamalarının, başta Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan olmak üzere, tüm taraflarca iyi değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı da bu konferansın nihai aşama ve bir karar konferansı olduğunu ifade etmiştir. Sayın Akıncı, ayrıca, bunun sadece bir güvenlik ve garantiler konferansı olmayıp tüm başlıkları içeren bir “Kıbrıs Konferansı” olduğunun altını çizmiştir.

​Diğer yandan, Kıbrıs Rum tarafı ve siyasi partilerinin Sayın Çavuşoğlu’nun açıklamalarına gösterdikleri tepki, bir çarpıtma ve çığırtkanlıktan ibaret olup, kabul edilmezdir. Esasen Kıbrıs Rum tarafının, daha konferans başlamadan konferansın amacını çarpıtma ve suçlama oyununa başlamış olduğu bilinmektedir. Şimdi yaptıkları ise sürdürmekte oldukları bu kampanyanın bir devamı niteliğinde olup karşı tarafın Crans-Montana toplantılarına konuyu sonuçlandırmak için değil, tıkamak veya sonuçsuz bırakmak amacıyla geldiğinin somut bir göstergesidir.

​Kıbrıs Rum tarafının bu uzlaşmaz tutumunu kınıyor ve artık son aşamaya geldiği herkesçe kabul edilen bu süreçte daha yapıcı ve sonuç alıcı bir tutum izlemesini bekliyoruz.