Dışişleri Bakanı Özdil Nami, yarın Strasbourg’da AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Stephen Füle ile görüşecek. Nami, Strasbourg ziyaretinde izolasyonlar ve Yeşil Hat Tüzüğü ile Mali Yardım Tüzüğü’nün iyileştirilmesini gündeme getirecek.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Genç TV’de katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, Füle ile 23 Ekim Çarşamba günü gerçekleştireceği  görüşmede şu anda uygulanmakta olan Yeşil Hat Tüzüğü’nün kapsamının değiştirilmesi ve Mali Yardım Tüzüğünün daha uzun süreli ve etkin bir hale getirilmesi ile ilgili görüşlerini dile getireceklerini belirtti.

“Biz şu anda devrede olan her iki tüzüğün de daha iyi bir noktaya taşınmasını talep ediyoruz” diyen Özdil Nami, AB’nin sürece daha etkin olarak dahil olup olamayacağı yönündeki sorulara da “Türk tarafının bu konudaki  görüşleri açıktır. Zaten AB taraftır ve masada oturduğunda, ağzını açtığı zaman kimin lehine konuşacağı da bellidir” şeklinde yanıt verdi.

Nami, Füle’nin daha önce AB’nin masada daha aktif olarak bulunmak konusundaki kararlılığı ile ilgili açıklamalarında da her iki tarafın da bunu talep etmesi halinde olacağına vurgu yapıldığına işaret ederek, Türk tarafının AB’nin masadaki mevcut rolünden öteye bir rolü kabul etmeyeceğinin altını çizdi.

Ortak metin konusunda tarafların pozisyonlarını da değerlendiren Dışişleri Bakanı Özdil Nami, “bu konuda aslında garip bir durum var. İçerik olarak bir kriz söz konusu değil, hatta çok yakınlaştıklarını söyleyebilirim ancak Rum tarafı sadece kendilerinin önem verdikleri hassasiyetlerin metinde yer almasını talep ediyor, bu da işleri zorlaştırıyor” dedi.

Anastasiadis, Kıbrıs sorununun federasyon temelinde, tek egemenlik ve tek vatandaşlığın olacağı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federal bir yapıya evrilmesiyle bir çözüm olacağının ortak metinde yer almasını istiyor. Aynı zamanda AB’in artan bir güçle masada yer almasının da bu metne yerleştirilmesini istiyor” şeklinde konuşan Nami,  Kıbrıs Türk tarafının 1 Temmuz 2008’de Talat Hristofyas arasında varılan ortak mutabakata bağlı olduklarını ve burada da yer alan tek egemenlik ve tek vatandaşlık konusunda hemfikir olduklarını belirtti ancak “tek vatandaşlığı kabul etmenin ötesinde gerek vatandaşlık gerekse egemenlik konularında farklı birçok unsur da var. Bunlar yazılmadan bu tek vatandaşlık ya da egemenliğin kabul edilmesi anlamsızdır. O zaman ya bunları da yazacaksınız ya da hiçbirini yazmayacaksınız” dedi.

Türk tarafının bu konuda açıklama yapmak istemediğini uzun zaman da konuşmadığını belirten Özdil Nami, Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’in açıklamalarının ardından kendilerini açıklama yapmaya mecbur hissettiklerini belirtti.

“Biz önümüzdeki aylarda bu iş bitebilir diyorsak, buna gerçekten inandığımız ve bunun için çalıştığımızdandır” diyen Nami, Türk tarafının çözüm iradesinin duyurulmasının ayrıca önemli olduğuna da vurgu yaparak, “eğer bu kez de Türk tarafının iradesine rağmen bu iş çözümlenmezse, Türk tarafının cezalandırılmaması gerekir. O zaman dünyanın bunun ikinci kez yapılmaması için hep birlikte daha güçlü bir ses vermesi gerekir”  dedi.

Nami, “eğer bu kez de süreç  başarısızlıkla sonuçlanırsa, bunun Türk tarafından kaynaklanmadığını anlatmamız gerekiyor ki, bundan sonraki süreçte talep edeceklerimiz ve yapacaklarımız için elimizde bir fırsat olabilsin” diye konuştu.

Doğalgaz konusunu AB perspektifine benzettiğini söyleyen Bakan Nami, eğer herkes zamanında üzerine düşeni yapsaydı bugün bu sıkıntıların hiçbirini yaşamazdık” diyerek, Kopenhag sürecinde Rum tarafının AB üyeliğinin çözüm için koşul olma şansının yitirilmesi sürecine atıfta bulundu. Uluslararası camianın doğalgazın gelirini ancak çözümden sonra kullanabilirsiniz derse çözüm için önemli bir katkı sağlayacağını aksi halde Rum tarafını çözümden uzaklaştıracağını belirtti.