Dışişleri Bakanı Özdil Nami, bugün Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda (BRTK) yayınlanan “Sabah Rotası” isimli programa katılarak gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi. Nami, devam eden müzakere sürecine ilişkin yaptığı açıklamada “Ayda bir yapılan görüşmeler ile bir yere varılamaz” dedi.

Bakan Nami, devam eden müzakere sürecine ilişkin açıklamalarda bulunurken “Beklentiler her iki tarafta da çok fazla. Her iki tarafın halkı da hazır. Tüm bu desteklere karşın hala al ver süreci için zamana ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.

Özellikle Rum tarafından yapılan son açıklamalar ışığında buna hazır olmadıklarının ortaya çıktığını söyleyen Nami, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin süreci yavaşlattığına da değindi. Nami, ayda bir yapılacak görüşmeler ile bir yere varılamayacağını ve bunun Rum muhataplara iletildiğini de açıkladı:
“Rum tarafı bunu kabul etmedi. Müzakereciler seviyesinde haftada bir buluşmak kabul edilemez. Bu temponun mutlaka artırılması lazım” dedi.

Rum Lider Anastasiadis’in görüşmelere 70 kişilik güçlü bir ekiple katıldığını da açıklayan Nami, bu noktada görüşmeler için Kıbrıs Türk tarafında istek olmasına rağmen, görüşülen her başlıkta birer uzmana ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı. Nami “Al-vere geçeceksek, devletin tüm kurumlarının uzmanları ile birlikte buna hazırlık yapması lazım. Cumhurbaşkanı’na bu teklifi uzun zamandan beri yapıyoruz. Müzakerelerin görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısında da tüm bakanlar olarak buna desteğe hazır olduğumuzu da söyledik. Halen cevap bekliyoruz. Süreç tarihi metinle başladı ancak ardından yaşananlar metnin gücüne uygun gelişmiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı ile istişare içinde hükümetin görüşmelere müdahil olacağını da açıklayan Nami, sürecin daha hızlı ilerlemesi ve al-ver noktasına gelmesi için Türk tarafının birlik içinde hareket etmesinin önemine değindi.

Nami “Tüm kurumlarımız ile birlikte sürece destek vermemiz lazım. Halkımızın beklentisi bu yönde, herkes Kıbrıs sorununun nihayete kavuşmasını bekliyor” dedi.

Her alanda uzmanlardan oluşan, bir anlamda müzakerelerin mutfağı olabilecek talebe uygun yoğun mekanizmanın gerekliliğine de değinen Nami, bunun benzer bir örneğinin ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından geçmişte uygulandığını ve iyi neticeler alındığını hatırlattı.

Son olarak “Güven Artırıcı Önlemler” başlığını da değerlendiren Nami söyle konuştu:
“Müzakere masasında Rum tarafına bilinen görüşlerimiz çerçevesinde cevap verildi. Herkesin, Güven Artırıcı Önlemler eşittir Maraş algısından kurtulması gerekiyor. Güven Artırıcı Önlemler pek çok konudur aslında. Roamingden, çevreye, ticaret hayatının akışkanlığına kadar pek çok konu var. Bunlara odaklanmak gerek. Bunlar günlük hayatımızı etkileyebilecek olan daha hayati konu başlıkları”
Toprak konusunun ayrı müzakere edilmeye çalışılmasının sakıncalarına da değinen Nami, bunun Kıbrıs konusunu sonu gelmez müzakerelerin içine çekebileceğini kaydetti. Nami sözlerini “Önemli olan her atılacak adımın bizi kapsamlı çözüme götürecek adımlar olması ancak bu şekilde her çaba bir anlam ifade edebilecektir” diyerek tamamladı.