Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs’ta müzakerelerin ilerleyiş hızının “hayal kırıklığı yaşattığını” açıkladı.
Rum Politis gazetesine demeç veren Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs’ta tarafların uzlaşıya vardıkları Ortak Açıklama’nın müzakerelerin sonuca ulaşacağı umudunu verdiğini ve büyük önem taşıdığını belirterek, Ortak Açıklama’nın ardından ise sürecin günümüzde vardığı noktanın “Kıbrıs’taki her iki taraf için hayal kırıklığı olduğunu” ifade etti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Hristofyas-Talat ve Hristofyas-Eroğlu görüşmelerinde varılan tüm uzlaşıları onayladığını BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a yazılı olarak ilettiğini, ancak Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in böyle bir şey yapmadığını ifade eden Nami, ayrıca Kıbrıs Türk tarafının, müzakerecilerin ve liderlerin daha sık bir araya gelmeleri önerisinin de Kıbrıs Rum tarafınca reddedildiğini hatırlattı.

Kıbrıs Türk tarafının, AB’nin bir temsilcisinin müzakerelerde aktif rol üstlenmesine neden karşı çıktığının sorulması üzerine ise Nami, Kıbrıs Rum tarafının AB içerisinde çok güçlü olduğunu, veto hakkı bulunduğunu, Kıbrıs Rum tarafının istememesinden ötürü Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu’na temsilci bile gönderemediklerini ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün dahi onaylanmadığını belirterek, bu sebeplerden ötürü AB temsilcisinin müzakere masasına oturmasını kabul etmediklerini vurguladı.
Nami ayrıca, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun bir temsilcisinin, müzakerecilerin yada liderlerin görüştükleri salonun hemen yanında ofisi bulunduğunu ve herhangi bir durumda görüşünün hemen alınabildiğini ifade ederek, bu uygulamanın gerek Annan Planı müzakereleri gerekse Hristofyas-Talat müzakereleri döneminde “mükemmel” işlediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun vatandaşlık konusunda yaptığı açıklamaların sorulması üzerine ise Nami, Eroğlu’nun vatandaşlıklar konusundaki görüşünün yeni olmadığını, Kıbrıs Türk tarafının değişmez tezi olduğunu söyledi.

Toprak düzenlemeleri konusundaki düşünceleri de sorulan Nami, Annan Planı’nın referanduma sunulması ve Kıbrıs Rum tarafının “hayır” yanıtının üzerinden 10 yıl geçtiğini ve toprak düzenlemelerine dahil olan bölgelerde, o günden bugüne pek çok değişiklik olduğunu vurguladı.

Nami, geçen zamanın toprak düzenlemeleri konusunu daha da karmaşıklaştırmakta olduğunu ve bu yüzden Kıbrıs Türk tarafının, Annan Planı döneminde yaptığı uygulamaları bugün yapmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Nami söyleşisinde ayrıca, kapalı bölge Maraş’ın iadesi konusuna da değinerek, müzakere konusu olan Maraş’ın açılmasının Kıbrıs sorununun çekirdek konularından biri olduğunu ve bütünlüklü bir anlaşmayla çözülmesi gerektiğini belirtti.