Loucas Charalambous “Hoyrat Saldırıları Üstlenmenin Altını Çizerken” başlığı ile 22 Kasım 2015 tarihinde Sunday Mail gazetesinde yayınlanan makalesinde, geçtiğimiz hafta ELAM örgütü tarafından Kıbrıslı Türklere yapılan saldırılara dikkat çekerek, bu saldırıların yaşanmasında Rum hükümetinin ve Rum medyasının sorumluluğuna değindi. Kıbrıslı Türklere saldıran kişilerin Rum hükümetinin ve Rum medyasının lanse etmeye çalıştığı gibi önemsiz bazı baş belalarından oluşmadığını belirten Charalambous, rutin sözsel kınamalarla görevlerini yerine getirdiğini sanan Rum gazetecileri ve siyasetçileri, olayları derinlemesine inceleyerek, bu hoyrat saldırılarda kendi paylarına düşen sorumluluğu bulmaya davet etti. Güneye çalışmak veya alışveriş yapmak için geçen Kıbrıslı Türklere yapılan saldırılara daha önceki makalelerinde de yer verdiğini belirten Rum köşe yazarı, birçok Rum siyasetçi ile bazı Rum medya kuruluşları tarafından Kıbrıslı Türklere karşı oluşturulan nefret ve düşmanlık atmosferinin bu korkunç saldırıları ateşlediğini kaydetti. Charalambous devamla siyasi demagoglar ile ‘hayırcı’ gazetecilerin kendi fikirlerini ifade ederek anlaşma isteyen kesimleri eleştirebileceklerini ancak iki toplum arasında nefret ve düşmanlık duyguları oluşturmaya hakları olmadığını belirterek, Rum medyasında haberlerin dahi Kıbrıslı Türklere düşmanlık aşılar şekilde yapıldığını vurguladı. Kıbrıs Türk kesiminde ise bunun tam tersi bir uygulama içerisinde olunduğunu yazan Rum köşe yazarı, okullarda yıllardır öğretmenlerin öğrencilere Adayı bölünmeye iten nedenleri açıklamaya çalıştıklarını, yeniden birleşmenin önemini anlattıklarını ve uzlaştırıcı bir hava yaratmaya çabaladıklarını ifade etti. Sınır kapılarının açıldığı 2003 yılından beridir Kıbrıslı Rumlar tarafından Kuzeye yapılan milyonlarca ziyarette Kıbrıslı Rumlara karşı yapılmış herhangi bir şiddet olayının rapor edilmediğini belirten Charalambous, bunun aksine Rum kesiminde Kıbrıslı Türkler aleyhine sayısız olay gerçekleştiğini ifade etti. APOEL Rum spor kulübü binasının dışındaki trafik ışıklarında Kıbrıslı Türklerin araçlarına yapılan saldırılara tanık olduğunu belirten Rum köşe yazarı, spor binasından ellerindeki demir çubuklarla fırlayan kabadayıların Kıbrıslı Türklerin arabalarının ön camlarını kırdıklarını ve yolcuları yaraladıklarını belirtirken, hiçbir zaman kimsenin bu yüz kızartıcı saldırılar yüzünden cezalandırılmadığının da altını çizdi. Yukarıda bahsettiği bu saldırılarda Rum medyasının da rolünün olduğuna dikkat çeken Chralambous 21 Aralık 2010 tarihinde Fileleftheros gazetesinin spor ekinde yapılan bir anlatıma da yer verdi. Buna göre Aralık 2010 tarihli Fileleftheros gazetesi: “Rum spor kulübü APOEL ile Türk kulübü Karşıyaka arasında Eleftheria Stadyumu’nda oynanacak basketbol maçına Kıbrıslı Türklerin de ilgi duyduğu haberini aldık. Kıbrıslı Türk destekçiler bazı durumlarda provokatif olduklarından, polis hiçbir olay yaşanmayacağının garantisini vermek zorundadır” şeklinde bir yoruma yer verdi. Rum polisinin önlemler almak konusunda tabi ki Fileleftheros gazetesine ihtiyaç duymadığını belirten Charalambous, yine de Rum gazetesi tarafından yapılan bu haberin kışkırtıcı olduğunu vurgulayarak, gerçekte Kıbrıslı Türklerin Rum kesimindeki stadyumlarda hiçbir zaman olay çıkarmadıklarını kaydetti. Fileleftheros gazetesi tarafından yayınlanan bu haberin kabadayıları hırslandırarak “gazetenin ifade ettiği gibi Kıbrıslı Türkler provoke etmeye geliyorlarsa, oraya gidip onlara günlerini göstereceğiz” şeklinde düşünceler doğurabileceğini belirten Rum köşe yazarı, Kıbrıslı Türklerin o akşam maçı izlemeye gelmediklerini ancak Karşıyaka oyuncularının Kıbrıslı Rum fanatikler tarafından yakılan ateşlerle yanma tehlikesi içerisinde bir kâbus yaşadıklarını, olayların fotoğraflarının ve kamera görüntülerinin ise internet aracılığıyla tüm dünyaya yayıldığını ifade etti.
Charalambous devamla, Rum siyasilerin ve gazetecilerin ise olayların ertesi gününde bu holiganlığı kınamak ve faillerin cezalandırılmasını istemek yerine kabadayıların bu eylemlerinden bile daha provokatif açıklamalarda bulunduklarını vurguladı. Rum siyasiler ile gazetecilerin yaptığı bu açıklamaların da şiddet içerdiğini belirten Rum köşe yazarı, bu kişilerin Türkiye’ye saldırarak Türkiye’yi olaylardan faydalanan bir propaganda yapmakla suçladıklarını belirtti. Bu haydut davranışların devam etmesi durumunda buna şaşırmayacağını ifade eden Charalambous, öncü bir rol üstlenerek bu korkunç davranışlarının kökünü kurutması gereken siyasilerin bu olayları görmezden gelerek olaylara suç ortaklığı etmeye devam ettiği sürece, sözünü ettiği kabadayıların da asla durmayacağını vurguladı.