Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dini inanç ve vicdan özgürlüğü Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ülkemizde yaşayan yabancı uyruklular dahil herkes için kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmamak kaydıyla ibadet, dinsel ayin ve törenler serbesttir.

Bu bağlamda, ülkemiz sınırları içerisinde yaşamayı tercih eden Maronit ve Kıbrıslı Rumlar, ikamet ettikleri köylerde (Dipkarpaz, Sipahi, Koruçam, Karpaşa, Hisarköy ve Özhan) bulunan 8 kilisede herhangi bir kısıtlama veya önizin olmaksızın, kendi din adamlarının idaresinde ibadetlerini özgürce yerine getirmektedirler. UBP-DP Hükümetinin göreve başladığı Nisan ayı itibarıyla ülkemiz sınırları içerisindeki üç büyük kilisede (Apostolos Andreas, St. Barnabas ve St. Mamas) düzenlenecek ayinlere sınırlama getirilmemesi kararı alınmıştır.

Ancak, Kıbrıs’ta iki taraf arasında yürütülen müzakerelerin henüz bir anlaşma ile sonuçlanmadığı mevcut koşullarda Güney Kıbrıs’ta ikamet eden ve KKTC’nde bulunan kiliselerde ayin yapmak isteyen Kıbrıslı Rumların bu talepleri Dışişleri Bakanlığımız tarafından aşağıdaki kriterler gözetilerek değerlendirilmekte ve izin verilmektedir:

  1. Ayin yapılmak istenen günün dini bakımdan önemli bir gün olup olmadığı. (Paskalya, Noel, kilisenin isim günü)
  2. Kilisenin fiziki durumu. (Ziyaretçiler için emniyetli olup olmadığı)
  3. Sözkonusu kilisenin halihazırda başka bir maksat için kullanılıp kullanılmadığı. (Kütüphane, kültür merkezi, gençlik merkezi vb.)
  4. Sözkonusu kilisenin askeri bölgede bulunup bulunmadığı.

Kıbrıslı Rumlar tarafından Birleşmiş Milletler Barış Gücü aracılığıyla Bakanlığımıza iletilen talepler yıllardır Bakanlığımız tarafından yukarıda belirtilen kriterler doğrultusunda değerlendirilmekte ve sonuçlandırılmaktadır.

Bahsekonu ayin taleplerine ilişkin son yıllara ait istatisiki bilgiler aşağıda sunulmaktadır:

  • 2013 yılında gelen 47 ayin talebinin 9’u reddedilmiş, 38’ine izin verilmiştir.
  • 2014 yılında gelen 107 ayin talebinin 36’sı reddedilmiş, 71’ine izin verilmiştir.
  • 2015 yılında gelen 128 ayin talebinin 32’si reddedilmiş, 96’sına izin verilmiştir.
  • 2016 yılında bugüne kadar gelen 93 müracaatın 22’si reddedilmiş, 71’ine izin verilmiştir.

Hal böyleyken, “tüm dini ayin talepleri kabul ediliyordu ve UBP-DP Hükümeti’nin göreve gelmesiyle birlikte reddedilmeye başlandı” yönünde yanlış ve kasıtlı bir algı oluşturulmaya çalışılmakta olduğunu üzülerek gözlemliyoruz. Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın da bu yönde taraf olmasını esefle karşılıyoruz.

2004 yılında Dışişleri Bakanı olarak görevden ayrıldıktan 12 buçuk yıl sonra yeniden bu göreve gelmiş bulunuyorum. Bu ara dönemde dünya ve siyasi görüşleri Sayın Akıncı ile yakın olan Dışişleri Bakanları görev yapmış ve tümü de gelen ayin taleplerini değerlendirerek bazılarını reddettmiş, bazılarına ise izin vermiştir. Son dönemde özellikle şahsım hedef alınarak “göreve gelen yasakçı zihniyete sahip Bakan ayin yapılmasına izin vermemektedir” yönünde maksatlı bir kampanya yürütülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, Hükümetimizin bazı kararlarını beğenmeme hakkına sahiptir, benzer bir şekilde Hükümetimiz de Sayın Cumhurbaşkanının bazı söylemlerini beğenmeme hakkına sahiptir. Ancak gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse Hükümet birbirlerine saygı göstermek durumundadır.

Dini ibadetlerin siyasi istismar aracı olarak kullanılmaması için gerekli tedbirlerin alınması hususunun Hükümetimizin görev ve sorumluluğunda olduğunu vurgularız.