Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un açıklamaları hakkında basın açıklaması
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN AÇIKLAMASI
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un son dönemde Rum basınında yer alan demeçleri Bakanlığımız tarafından endişe ile takip edilmektedir.
Hrisostomos, 18 Nisan 2014 tarihinde Gazimağusa Suriçi’ndeki Ayios Yorgos Xorinos Kilisesi’nde ayin düzenlenmesine izin verilmesinin “Türk propagandasının bir parçası olduğunu”; “Türklerin kutsal mekanlara saygı gösterdiği şeklindeki gerçek olmayan bir imaj akratılmasına sebebiyet verdiğini” iddia etmiştir. Hrisostomos ayrıca, Güney Kıbrıs’taki tüm camilerin Rum hükümetince restore edildiğini ileri sürerek KKTC Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay’a çağrıda bulunmuş ve Güney’de bulunan tüm camilerin restore edildiğini göstermeye hazır olduğunu da ifade etmiştir.
Devam etmekte olan müzakere sürecinin müspet bir şekilde neticelendirilmesi için tarafların birbirlerini suçlayıcı veya karalayıcı demeçlerden kaçınmalarının son derece önem arz ettği bu dönemde, Hrisostomos’un böyle bir açıklamada bulunması oluşturulmaya çalışılan olumlu ortamı zedelemektedir. Hrisostomos’un bu demeci, Ada’daki dini liderlerin yeniden başlayan müzakere sürecine verdikleri desteği ifade eden 26 Şubat 2014 tarihli açıklamaları ile de bağdaşmamaktadır.
Uzun zamandan beri, Kıbrıs Türk tarafının Kuzey’de gerçekleştirilmek istenen tüm dini ayin taleplerine hassasiyetle yaklaştığı ve dini özgürlüklerin yerine getirilmesini temin etmek üzere azami gayret sarfettiği ortadadır.
Hrisostomos’un Güney’de bulunan camilerimiz ile ilgili iddiaları ise tamamen asılsızdır. Güney’de bulunan 30’dan fazla caminin harap durumda olduğu ve Güney’deki cami, mezarlık ve diğer dini mekanların restorasyonunun GKRY tarafından yapılmadığı birçok uluslararası rapor ile tescillenmiş iken, Hrisostomos’un aksi yönde bir iddiada bulunması gerçeklerden çok uzaktır.
Kıbrıs Rum kesimindeki dini liderlikten beklentimiz yeniden başlayan müzakere süreci ile ortaya çıkan olumlu atmosfere katkıda bulunması Ada’daki kültürel varlığın Ada’da yaşayan tüm insanlara ait olduğunun bilinciyle bu hassas konuda yıkıcı demeçler vermekten uzak durmasıdır.
Lefkoşa,
30 Nisan 2014