Tag Archives: Kıbrıs Adası

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Savunma Bakanı bir etkinlikte ahiren yaptığı açıklamada, Kıbrıs Adası’nı bir Helen adası olarak gördüğünü ve Kıbrıs Türkleri’ni şehir ve köylerinden çıkarmayı hedeflediklerini açıkça söylemektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, iyi komşuluk ilkesi temelinde, egemen eşit iki devlet arasında yapıcı iş birliği ilişkisi kurulmasını şiar haline getirmiştir. Buna mukabil, Rum tarafı, son dönemde Adayı bir silah deposuna çevirmeye hız vermiştir. Silahlanma çabalarını örtmek isteyen GKRY, Ada ve etrafında yaşanan gerginliği, mesnetsiz iddialarla, Anavatan Türkiye’ye mal etmeye çalışmaktadır.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Fransa ile saldırı helikopterleri satış anlaşması imzaladığı, füze sistemi, radar sistemleri ile diğer başka askeri malzeme temin etmeye yönelik çabalarını arttırdığı görülmektedir. Silah temini ve son dönemde askeri tatbikatları da artırmanın yanında Rum din adamlarına dahi atış talimi yaptıran Rum Savunma Bakanlığı ve Rum Ordusu, Ada’daki sınır hattına ağır silah mevziisi yerleştirmeyi de sürdürmektedir. Silahlanma faaliyetlerini arttırarak devam ettiren Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Ada ve etrafındaki gerginliğin tırmanmasının tek müsebbibi olduğu aşikardır.

İyi komşuluk ve huzur ortamının sağlanması için yürüttüğümüz bir politikamız vardır. Ancak, GKRY’nin tehditleri karşısında, hak ve menfaatlerimizi Anavatan Türkiye ile birlikte muhafaza etme kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatırız.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Adası etrafında tek yanlı hidrokarbon araştırma faaliyetleri ile Doğu Akdeniz’de gerginliğe yol açmaya ara vermeden devam etmektedir. GKRY, 12 Kasım 2021 tarihinde yayınladığı yeni bir NAVTEX ile, Nautical Geo adlı gemiyle, 12-17 Kasım 2021 tarihleri arasında KKTC ruhsat alanlarını kapsayan bir araştırma icra edeceğini duyurmuştur.

Kıbrıs Türk Halkı, Ada üzerinde ve Ada etrafındaki denizlerde bulunan doğal kaynakların ortak sahibidir. Kıbrıs Türk Halkının meşru haklarını, Rum tarafının, tek yanlı tasarruflarla, ihlal etmesini şiddetle kınıyoruz. Devletimiz, halkımızın haklarını gasp eden Rum tarafının oldu- bittilerine seyirci kalmayacak, eş zamanlı ve eşdeğer adımlar atacaktır. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, 2011 yılında verdiğimiz ruhsat alanlarında faaliyetlerini icra etmeye devam edecektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, konunun, her zaman diplomasi ve diyalog çerçevesinde çözülmesini tercih ettiğini, bu vesileyle, bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu bağlamda, hem hidrokarbon kaynaklarına ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli önerimiz hem Türkiye’nin Devletimiz dahil ilgili tüm tarafları bir araya getirecek Doğu Akdeniz konferans çağrısı geçerlidir. Bu yapıcı öneri ve çağrı sorunun çözümüne imkan verecek önemli fırsatlardır.

Doğu Akdeniz’deki huzur ve istikrarı bozan tarafın GKRY, uzlaşıya varılması için yapıcı işbirliği önerisi sunan tarafın ise KKTC olduğunu, uluslararası toplumun dikkatine bir kez daha getirmekte fayda görmekteyiz.

 

 

Bilindiği üzere, gerek küreselleşmenin getirdiği iletişim ve seyahat kolaylığı gerek bazı ülkelerdeki yoksulluk, ekonomik ve/veya siyasi istikrarsızlık sebebiyle uluslararası göç hareketleri giderek karmaşık bir hale gelmektedir. “Düzensiz göç” olarak adlandırılan bu olgunun yarattığı sorunlar göç edilen ülkelerin tek başlarına çözemeyecekleri kadar geniş kapsamlıdır. Dolayısıyla, düzensiz göçün önlenmesi uluslararası toplumun sorumluluk ve dayanışma içinde birlikte hareket etmesini gerektirmektedir.

Kıbrıs Adası, üç kıtanın kesiştiği stratejik bir konumda olması nedeniyle düzensiz göçten etkilenmektedir. Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, çeşitli ülkelerden düzensiz göç almaktadır. Rum tarafının aksine, ülkemiz, uluslararası destekten yoksun, sadece Anavatan Türkiye’nin desteği ile düzensiz göç ile mücadele etmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, düzensiz göç konusunda, tek başına mücadele etmek yerine işbirliği içinde mücadele edilmesi gerektiğine inanmaktayız. Ülkemiz, Adamızı ilgilendiren konularda Rum tarafı ile işbirliğine olumlu baktığını her vesileyle beyan etmektedir. Düzensiz göç konusunda Rum tarafıyla işbirliği tesis edilmesine yönelik yapmış olduğumuz teklifin halen geçerli olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Uluslararası bir olgu olan “düzensiz göç” konusunda yapmış olduğumuz işbirliği önerisini bu vesileyle bir kez daha yineleriz.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan ve Mısır’ın 19 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirdikleri üçlü zirve sonrası yaptıkları ortak açıklamada yer alan hususlar Ada’daki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmamaktadır.

Kıbrıs Adası’nda biri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) diğeri de GKRY olmak üzere iki ayrı Devlet bulunmaktadır. Bu iki Devletin yaptıkları açıklama ve aldıkları kararlar sadece kendilerini bağlamaktadır. Rum tarafının Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklama KKTC için yok hükmündedir. Kıbrıs meselesine ilişkin konularda GKRY ve diğer tarafların muhatabının KKTC olduğunun bir kez daha altının çizilmesinde yarar görmekteyiz.

Anılan ortak açıklama gerçekleri saptırmayı amaçlamaktadır. Her şeyden önce Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerinin bir eseridir. Rum tarafının ilk kışkırtıcı faaliyetinin Mısır ile imzaladığı tek yanlı deniz hudutlarının sınırlandırılması anlaşması olduğu da anımsanacaktır. Kıbrıs Türk halkının haklarını ihlal eden Rum tarafının siyasetine Mısır’ın destek vermesini kınamaktayız.

Kıbrıs Türk tarafı Temmuz 2019 tarihinde hidrokarbon kaynaklarının ortak yönetimine ilişkin kapsamlı ve yapıcı bir öneri yapmıştır. Bu önerimiz halen geçerlidir. Bölgede işbirliğinin yolunu açacak bir öneri de Anavatan Türkiye tarafından yapılmıştır. İlgili tarafları bir konferansta bir araya getirmeyi öngören bu öneriyi KKTC de desteklemektedir.

Ancak, GKRY ve Yunanistan ile diğer üçüncü tarafların haklarımızı ihlal edecek girişimlerine sessiz kalmamız beklenmemelidir. KKTC, Anavatan Türkiye ile birlikte meşru hak ve çıkarlarımızı muhafaza etme kararlılığını sürdürecektir.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Devletimizin belirlediği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir. Rum tarafının tek yanlı faaliyetlerine eşdeğer ve eş zamanlı adımlarla karşılık verilecektir.