Enformasyon Logo

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat,  partisinin Güzelyurt’da müzakereler ile ilgili halkı bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada Kıbrıs müzakerelerinde çözümün Kıbrıs Türk halkı için hayati önem taşıdığını belirterek, “Referandumda Kıbrıslı Türklerin ‘hayır’ demesi bizleri derin bir izolasyona iter” dedi.
Talat, Kıbrıslı Türklerin “hayır”ının Rumların “hayır”ıyla aynı olmadığını vurgulayarak, “Kıbrıslı Türkler uluslararası hukukun dışındadır ve Türkiye dışında kimse KKTC’yi tanımamaktadır. Uluslararası hukukun dışında bir yapı olarak Kıbrıs sorununun çözümüne karşı duran bir toplum, zaten izole edilmiş halden çok daha derin biz izolasyona maruz kalır. O yüzden Kıbrıs Türk halkının çözüm konusunda son derece doğru karar vermesi şarttır” diye konuştu.
Mehmet Ali Talat, KKTC ilan edildikten sonra BM Güvenlik Konseyi’nin KKTC’yi “yasadışı” ilan etmesiyle birlikte izolasyonların çok ağır hale getirildiğini, 2004’teki referandumda ise Kıbrıslı Türklerin “evet” demesiyle birlikte izolasyonların gevşemeye başladığını ifade ederek, buna örnek olarak AB’ye, ülkede üretilen bir kısım ürünleri Türkiye üzerinden satabilmesini, uluslararası alanda daha fazla temasları bulunmasını ve AİHM’in lehlerine kararları olmasını gösterdi.
Talat, güven artırıcı önlemler konusunda da; “En önemli güven yaratıcı önlem karşı halkın dilini öğrenmektir. Kapı açmak artık çok önemli değildir. En önemli güven yaratıcı önlem bana göre iki toplumun birbirinin dilini öğrenmesidir” dedi.
Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununda Güneydeki seçimler nedeniyle doğal bir takvim ortaya çıktığını, bu tarihin Mayıs 2016 olduğunu söyledi.
Talat, sorunun çözülmesinin bütün taraflar için yararlı olacağı mantığının yerleştiğini ve mayısa kadar çözüm olmazsa işlerin zorlaşacağını kaydetti.
Şu ana kadar önemli konularda çok ciddi ilerlemeler sağlandığını vurgulayan Talat, gündemde en karmaşık başlığın “mülkiyet” konusu olduğunu belirterek, “Henüz mülkiyet düzenlemelerinin nasıl yapılacağı kararlaştırılmasa bile en azından en temel prensibi ortaya çıktı. Eşit sayıda Rum ve Türk’ten bağımsız bir mülkiyet komisyonu oluşacak. Bu komisyon, konuları değerlendirip kriterlere göre karar verecek. Bu kriterler de mülkiyetin kaderini belirlemiş olacak. Bunlar henüz yapılmadı bu yüzden ortada dolaşan iddialar sadece söylentidir. Bunun yaratıcısı da herkesin bildiği gibi masa başı haberler üreten Rum basındır” dedi.